• ADAM ARANIYOR ADAM!

    Diyojen: Ben sadece kendini değil, başkalarını da düşünen, zalimlerin değil, yoksulların seslerine kulak veren, dertlerine çare arayan birini arıyorum.

    14:02:58 | 2015-01-10

     

    Diyojen, güpegündüz elinde fener, çarşıda pazarda dolaşıyor, sağa sola bakarak bir şeyler mırıldanıyordu. Ne aradığını sordular.

     

    İçini çekerek; “Adam arıyorum adam!” dedi.

     

    Güldüler, “Adamdan bol ne var? Her taraf adam dolu” dediler.

     

    “Ama ben sadece kendini değil, başkalarını da düşünen, zalimlerin değil, yoksulların seslerine kulak veren, dertlerine çare arayan birini arıyorum” dedi. “Var mı içinizde böyle biri?”

     

    Bu soru oradakileri şaşırttı, ne diyeceklerini bilemediler.

     

    Diyojen, çevresinde toplananları süzdü:

     

    “Sevgi ve dostluğu en yüce değer bilen, bencil değil özverili, çıkarcı değil, erdemli bir adam arıyorum ben. Anladınız mı ne demek istediğimi? Sustuğunuza göre, demek ki buralarda yok öyle bir kişi. Gölge etmeyin boşuna da gidin işinize!” diye aramasını sürdürdü.

     

    Duyduğuma göre hâlâ arıyormuş...

     

    Bulursanız haber verin de derdi, çilesi bitsin, umduğu dağlara yağan kar dinsin!

     

    HANGİSİ DAHA DELİ?

     

    Akıl hastanesinde bir deli nutuk atıyordu. Herkes alkışlıyordu ama biri ona inanmayan gözlerle bakıp dudak büküyor, söylediklerine burun kıvırıyordu.

     

    “Bu deli niye böyle bağırıp çağırıyor?” diye sordular kendisine.

     

    Alayla güldü, “Kendini peygamber sanıyor zavallı!” dedi.

     

    “Olamaz mı yani?”

    “Olamaz tabii…”

    “Niye olamazmış?”

     

    “Niye olacak be! Ben öyle bir peygamber göndermedim ki…”

     

    NOT: Bu fıkranın her konuda ahkâm kesen, nutuk çeken politikacılarla ve onların her söylediğine bilir bilmez alkış tutan vatandaşlarla ilgisi yoktur!

     

    * * *

     

    Akıl hastanesinde delinin biri yapma bir bebeği okşayıp öpüyor, öbürü ise başını duvarlara vuruyordu. Bebekli delinin niye böyle yaptığını sordular içlerinden birine.

     

    Deli bıyık altından gülerek, “Sevdiğine kavuşamamış. Bebeği onun yerine koyuyor” dedi.

     

    “Öbürü niye başını duvarlara vuruyor öyle?”

    “O da kavuşmuş!”

     

    NOT: Bu fıkra umduğunu bulamayan akıllılarla ilgili değildir!