YALÇIN YILDIRIM
Aydın Esnaf Odaları Birliği Başkanı Hulusi Akşit düzenlediği basın toplantısında 2011 yılının değerlendirmesini yaptı.
Yaptığı açıklamalarla gündeme damga vuran Hulusi Akşit, Aydın Adliyesi’nin Serçeköy’e taşınmasını istediklerini ancak bulunan 85 dönüm yerin Adalet Bakanlığı’nca beğenilmediğini söyledi. Yetkililerin Aydın Adliyesi’nin mevcut E Tipi Kapalı Cezaevi arkasında 180 dönüm bir yerde yapmayı plânladığını belirten Akşit, “Adliye Ovaeymir’e giderse sanayisini de beraberinde götürür ve o bölge hızla kalkınır” dedi.
Akşit, Adalet Bakanlığı’nın bu fikrini sonuna kadar desteklediğini açıklarken, “Yeni Adliye Sarayı için Cezaevi’nin arkasında Ovaeymir ile Osman Yozgatlı Mahallesi'nin arasındaki bir kamu arazisi düşünülüyormuş. Bu fikri tamamen destekliyorum. Bunu, o mahallelerimizin makûs talihinin değişmesi için bir fırsat olarak görüyorum. Adliye Sarayı’nın buraya taşınmasıyla bölgenin çehresi değişecektir” diye konuştu.
Hulusi Akşit, yeni doğumevinin yer seçiminde büyük yanlış yapıldığını dile getirirken, bu tür hizmetlerin siyasi kaygılar taşıyarak değil Aydın’ın geleceğinin düşünülerek yapılması gerektiğini savundu. Şöyle dedi:
“Yeni Doğumevi'nin yeri yanlış. Zamanında söyledik. Orada otopark sorunu var dedik ve daha şimdiden otopark yüzünden olaylar çıkmaya başladı. Doğumevi, neden Diş Hastanesi’nin yanında bir yerde düşünülmedi? Otopark sorunu da olmazdı, şehrin içinde daracık bir alanda sıkışıp kalmazdı.”
Hulusi Akşit,1996 yılında 5,5 metrekare bir büro, 2 bilgisayar ve 11 milyar lira borç ile görevi devir aldıklarını hatırlatırken Birliğin şu an geldiği konumu “Birliğimizin şu an, 5 bin 500 metrekare hizmet binası, 10 trilyon lira serveti ve kasasında 1 trilyon lirası parası var” sözleriyle özetledi.
Aydın Esnaf Odaları Birliği’nin Türkiye’de örnek gösterilen bir kurum olduğunu da sözlerine ekleyen Başkan Akşit, bu güne kadar 5453 öğrenciye 1 trilyon 48 milyar lira burs verdiklerini söyledi. Akşit, 2011 yılında 400 öğrenciye burs verdiklerini kaydederken yıl içinde meydana gelen Bağarası sel felaketine 85 milyar lira yardımda bulunduklarını ifade etti. Akşit, ayrıca 3 bin 600 üyeye de 630 milyar lira yardım yapıldığını sözlerine ekledi.
MÜCADELEMİZ AYDIN İÇİN
Başkan Akşit, Aydın’ın sesini duyurmak için mücadele verdiklerine vurgu yaparken, zaman zaman eleştiri aldıkları siteminde bulundu. Esnaflara sürekli “Birleşin” çağrısı yaptığını ancak Aydın’da “Küçük olsun benim olsun” hastalığı bulunduğu için esnaflığın yok olmaya yüz tuttuğunu dile getirdi.
Aydın’ın hala Aydın Tekstil’in kapanmasının yaralarını saramadığını o günden bu yana aylık 2,5 trilyon lira açığın kapatılamadığını belirten Başkan Akşit, süpermarketlerin de Aydın’dan ayda 10 trilyon lira götürdüğünü savundu. “Ben Aydın’da Form açılsın diyecek kadar aptal değilim” sözleriyle açıklamasını sürdüren Akşit, esnaflara “Teknolojik yeniliklere karşı durursanız yok olmaya mahkumsunuz” uyarısında bulundu; “Esnafımız Aydın Tekstil'in kapanmasıyla bile Aydın'ın nasıl kan kaybettiğini ve kendi işlerinin kesatlaşmasında bunun ne kadar önemli olduğunu henüz idrak edebilmiş değil. Ardından bir de alışveriş merkezleri gelince iyice zor duruma düştüler” dedi.
MAL VARLIĞIMI KAYBETTİM
Birlik Başkanlığı döneminde mal varlığında büyük erimeler olduğunu da anımsatan Hulusi Akşit, “Birliğimizi nerelerden nerelere getirdiğimiz ortada. Daha iyisini yaparım diyen varsa istifaya hazırım. Ben babama bir söz verdim. ‘Haram yemeden, çalmadan yaşayacağım’ dedim. Bulunduğum görevde olduğu gibi hiçbir göreve de kendim aday olmadım. Hep aday olmam yönünde ısrarlarla görevlere getirildim. Birliğimizi bulunduğu noktaya getirirken servet edinmediğim gibi, şahsi işletmelerimi, sahip olduğum taşınmazlarımı kaybettim. Alnım açık, veremeyecek hesabım yok” diye konuştu.
ÇIRAK BULAMIYORUZ
Başta teknolojik gelişme olmak üzere, pek çok nedenden dolayı çoğu mesleğin yok olduğunu, pek çoğunun da yok olmaya yüz tutuğunu belirten Akşit, “Esnaf ve sanatkarlarımız çırak bulamadıkları için mesleklerinin devamını getirebilecek yeni esnaf ve sanatkarları yetiştirmede zorluk çekmektedirler. Çıraklık konusunda büyük mücadele veriyoruz. Konuyu bizzat başbakana kadar taşıdık. Çıraklık taşımalı eğitim kapsamına alınsın dedik. 7-8 yıl çıraklık eğitimi alan çocuklarımız hala ilkokul mezunu sayılıyor. Bu çocuklarımızın da ortaokul ve lise haklarının verilmesini istiyoruz” dedi.
HALK EKMEK GEREKSİZDİR
Hulusi Akşit, Aydın Belediyesi’nin kurmayı düşündüğü Halk Ekmek Fabrikası hakkındaki görüşlerini dile getirirken şöyle konuştu:
“Belediyenin Halk Ekmek Fabrikası açması konusunda Birlik olarak fikirlerimizi söyledik. Yanlıştır diyemem, ama gereksizdir. Valiliğin, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu, Belediyenin AYBA'sı var. Bu kurumlar muhtaç durumdaki ailelerin evine kadar yemek götürüyor. Bunlar varken ekmek fırını açmak niye? Biz esnaflar devletle rekabet edemeyiz ki! Belediyenin üretim maliyetleri haliyle daha düşük olacak. Biz o maliyetlere ne yazık ki inemeyiz. Fırıncı kira ödüyor, çalışanlarına maaş ödüyor, vergi ödüyor. Belediye bu maliyetlerin pek çoğunu ödemeyecek. Belediye Halk Ekmek kuracağı yerde ne kadar ekmeğe ihtiyacı var bize bunu söylesin fırıncılar olarak ihtiyacı karşılamaya hazırız. Halk Ekmek bence siyasi bir düşüncedir.”
Akşit, açıklamasının sonunda 2012 yılını şirin bulmadığını kaydederken, “İç ve Dış borçlara bakıldığında cari açık sorunu ortaya çıkıyor. İthalat çok. Ülkede haddinden fazla ilaç savurganlığı var” diye konuştu.
Üyelerine, “Ayağını yorganına göre uzatacaksın” çağrısı yaparak sözlerini tamamlayan Hulusi Akşit, kredi kartı kullanımlarından da dert yandı. Bir çok insanın doğru kredi kartı kullanmadığını söyleyen Akşit, “Kredi kartı paradır. Doğru kullanılmadığında insanın kanını emer, yuvaları yıkar. İnsanlarımız artık bütçe ile yaşamasını öğrenmeliler” dedi.