HABER: HASAN KADİFE
Kendisi de eski parlamenterlerden olan tecrübeli siyasetçi Aydın Efeler Belediye Başkanı M. Mesut Özakcan, www.aydingundem.net haber sitesine yaptığı açıklamada hükümet kurma ve koalisyon çalışmaları ile değerlendirmelerde bulundu.
7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan tablonun hiçbir siyasi partiye tek başına iktidar olma olanağı vermediğini ve koalisyon kurulma mecburiyetini ortaya çıkardığını söyledi.
Ülkenin ve milletin menfaatlerinin parti menfaatlerinin üstünde olduğunu vurgulayan CHP’li Efeler Belediye Başkanı Özakcan, Türkiye Cumhuriyetinin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Mevzu vatansa gerisi teferruattır” sözünü hatırlatarak bu dönemde tüm siyasi partilerin 7 Haziran’da çıkan tabloyu iyi okuması ve ona göre elini taşın altına koyması gerektiğine dikkat çekti.
Eski parlamenter olan Başkan Özakcan şunları söyledi:
“Koalisyon tüm partilerin eşit hak ve sorumluluğundadır. Koalisyon hangi parti ile kurulur sorusuna verilebilecek karşılık demokrasilerde ve demokrasiyi özümsemiş ülkelerde her parti ile kurulur olmalıdır. Hiç kimsenin şu parti ile bu parti ile kurarız deme lüksü ve hakkı yoktur. Eğer meclise giren parti bu ülkenin, bu cumhuriyetin ve bu halkın partisi ise hepsi ile de koalisyon kurulabilir. Koalisyon konusunda uzlaşmak isteyen partilere ön yargı ile bakmak bana göre kimsenin yetkisi ve hakkı değildir.”
Başkan Özakcan, “Sizce nasıl bir koalisyon kurulmalıdır?” şeklindeki sorumuzu şöyle cevapladı:
“Şu andaki mevcut tabloya göre ilk akla gelen muhalefet partilerinin bir araya gelip veya uzlaşıp bir hükümet kurmasıdır. Çünkü, halkımız AK Parti iktidarına değil muhalefet partilerine ‘sizler bu hükümeti kurun’ yetkisini vermiştir. Üç partinin hükümet kurmak için gerekli gücü ve sayısı vardır. Buna yüzde 60’lık bir blok da diyebiliriz. Bu yüzde 60’lık blok demokrasilerin geliştiği ülkelerde halkın partilere hükümet kurmak için verdiği tam bir yetkidir ve hiçbir parti bu sorumluluktan kaçamaz. Ancak ülkemizde ne gariptir ki konuşmalarında ‘her şey vatan için’ diyenler mevzu vatan olduğunda ellerini taşın altına koymaktan kaçınıyorlar. Öte yandan tek başına iktidar olma imkanını yakalayanlar da ilelebet bu iktidarda kalmalarını sağlayacak ve bu iktidarlarını sürekli hale getirmek için her türlü imkanı kullanmaktan çekinmeyip ‘dikta’ rejimi ile ülkeyi yönetmeye cüret edebiliyor. Bunu Menderes döneminde de Tayip Erdoğan döneminde de ülkemiz yaşamıştır. Cumhuriyet ile yönetilen bir ülkeye Başkanlık sistemi getirmeye çalışmak, ülkeyi tek başına ben yöneteceğim demenin ispatıdır.”
Açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın tutumuna de eleştiriler getiren Efeler Belediye Başkanı Mesut Özakcan, “Herkesten önce tarafsız olması gereken ve bunun için yemin eden cumhurbaşkanının bir taraf gibi, bir siyasi parti lideri gibi meydanlara çıkıp daha önce lideri olduğu partiyi işaret ederek kendisinin getirmek istediği başkanlık sistemi için vatandaştan 400 milletvekili istemesi siyasi ahlaka, yemini sadakatine ve anayasaya aykırıdır” şekilnde konuştu.
Başkan Özakcan açıklamasının sonunda 7 Haziran seçimlerinde halkın mevcut iktidarı istemediğini gösterdiği gibi başkanlık sistemine de karşı çıktığını belirterek HDP ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Seçim dönemi sürecinde HDP’nin barajı geçmesi için yapılan algı çalışmaları sonuç verdi. HDP’ye ‘emanet’ denilen oyun büyük bölümünün CHP’den gittiğini düşünüyorum. Çünkü, CHP’liler HDP’nin barajı geçmezse AK Parti’ye gidecek 80 milletvekilinin önünü kesme düşüncesi ile hareket etti. Normalde AK Parti’nin aldığı sonuç da küçümsenecek bir sonuç değildir. Ancak HDP ve HDP’ye oy verenler AK Parti’nin tek başına iktidar olma hayalini suya düşürdü. HDP barajı geçmeseydi AK Parti tek başına anayasayı değiştirme yetkisine sahip olma imkanına belki de kavuşacaktı. Bu da Türkiye’nin karanlık bir tünele girmesi demekti. Yıllardır her ne kadar bazıları ‘halkın oyuna güven olmaz’ dese de ben her zaman halkıma inanmış, tercihlerine saygı duymuşumdur. 7 Haziran’da yapılan ülkemiz için çok kritik olan bu seçimde halkımızın tercihi ile ortaya koyduğu tavır benim bu inancımda ne kadar haklı olduğumu bana göstermiştir. Halkımız ülkemizin her kritik döneminde olduğu gibi 7 Haziran’da da ülkesini, cumhuriyetini ne kadar sevdiğini, geleceğini ne kadar çok önemsediğini göstermiştir. Bizim görevimiz bu ülkeyi bize emanet eden Atatürk’ümüzün gösterdiği yolda yürümek ve emanet ettiği cumhuriyeti daha çok çalışarak taçlandırmaktır. Parlamentodaki partiler demokrasiyi tam olarak içselleştirdikleri takdirde çözülemeyecek hiçbir sorun kalmaz. Ülkemizin meselelerinin çözüm yeri de TBMM’dir.”