• ÇANAKKALE’Yİ ANLAMAK

    Tarihi yazanların destanlarını anlatmak hiçbir zaman kolay olmamış ve olmayacaktır.

    17:32:00 | 2013-03-17

    GANİMET YILDIRIM YAZDI

     

    Tarihi yazanların destanlarını anlatmak hiçbir zaman kolay olmamış ve olmayacaktır.

     

    Düşmanla karşılaşmadan, ateş tufanının altında kalmadan, vatan ve milletin yok olacağı endişesini taşıyarak o cephede bulunmadan tam olarak Çanakkale'yi anlamak ve onu dile getirmek mümkün değildir.

     

    Çanakkale tarihe altın harflerle yazılması gereken büyük bir kahramanlığın, cesaretin, fedakârlığın ve sabrın destanıdır.

     

    Çanakkale bir anlamda varlıkla yokluğun mücadelesi gibidir.

     

    Bir tarafta en iyi donanıma sahip en mekanize birlikleriyle dünyanın zalimleri, öbür tarafta yemeği, cephanesi olmayan, giyecek çorap, ayakkabı bulamayan, askeri tecrübesi olmayan bir milletin mücadelesi.

     

    Unutulmamalıdır ki;

     

    Türk milleti bugün hala ayakta ise; Çanakkale’deki duaların ve mücadelenin bereketiyle ayaktadır.

     

    Bugün yine Çanakkale ruhuna ihtiyacımız olduğunu hissediyoruz.

     

    Zira kurt gövdenin içine girmiş, iç ve dış güçler yine zalimlerle birlik olmuş ve bir milleti yok etme plânları içindedir.

     

    Binlerce yıllık şanlı tarihimizin bir başka altın sayfalarından olan Çanakkale Zaferi, herkese ders olmalıdır ve bugünlerin kolay kazanılmadığını bil-

    memiz açısından bir başka önemlidir.

     

    Ne yazık ki, Cumhuriyetimizin ilânından sonrada bazı kesimler bugün olduğu gibi Atalarımızı ret etme ve kötüleme yarışına girmişlerdir.

     

    Ama ne mutlu ki kötülenmeye çalışılan atalarımız, bizler için, Türkiye için canlarını vermişler şehit olmuşlardır.

     

    Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi bir önder armağan etmiştir.

     

    Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale’nin sularında, Conkbayırı’nda ve Anafartalar’da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşına maya çalmıştır.

     

    Türk Ulusu; İstanbul’u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa’yı Çanakkale’den tanımış; 19 Mayıs 1919’da O, Samsuna çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis bir şekilde Anadolu’ya dönen Türk halkı, “bu benim kahraman komutanımdı” diyerek O’nun etrafında kenetlenip İstiklal Savaşına katılmıştır.

     

    18 Mart zaferi ve Çanakkale Muharebeleri, 1. Dünya Savaşı’nın en önemli ve hassas bölümünü teşkil eder.

     

    Çanakkale Savaşı, ordumuzu zafere taşıyan Mustafa Kemal gerçeğini ortaya çıkarmış, milletimiz, 500 bin evlâdını bu savaşta şehit vermiştir.

     

    Çanakkale Savaşı ortaya koymuştur ki, her ne sebeple olursa olsun savaş; büyük bir yıkımı, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasını ifade eder.

     

    O nedenle;

     

    İnsanlık, geçmişin hatalarından gerekli dersleri çıkararak, dünyanın çeşitli bölgelerinde süren çatışmaları sonlandırmalıdır.

     

    İnsanların hiçbir ayırım gözetmeden ve gelecek kaygısı duymadan; huzur, sevgi ve kardeşlik içinde bir arada yaşayacakları, barış dolu bir dünyanın temelleri atılmalıdır.

     

    Çanakkale Zaferi’nin 98. Yıldönümünde, Büyük Önder Atatürk’ü, Çanakkale Şehitlerimizi ve bugüne dek vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizi, 18 Mart Şehitler Günü’nde, bir kez daha saygı, şükranla ve rahmetle anıyorum.