Kurda Pusu…

Anglo-Siyonist üçlü, yani ABD-İngiltere ve İsrail, planlarını 30-50-100 yıllık yapar.

Daha önceki yıllarda, ABD'nin 2030 Türkiye işgal Planı diye bu günler konusunda Milletimizi uyarmıştık.

Yani Türkiye'de klasik yöntemlerle etnik ve mezhepsel çatışma yaratma, sonra Türkiye'yi işgal etme, Türk Milleti'ni tarihten silme...

Bunun için önce 1968 yılında Sol Hareket içerisine Mahir Çayan'ın bile karşı çıktığı Ermeni kökenli, Asala'dan devşirme PKK'yı yerleştirdiler.

Yine TİKKO gibi mezhepsel çatışmayı hedefleyen ve ideologlarının, kurucularının, militanlarının Ermeni olduğu bir örgütü de, bonus olarak yanlarına ilave ettiler.

1968 de ele aldıkları FETÖ'yü, 1971’de operatif hale getirdiler, Özal ile Devlet kadroların yerleştirmeye başladılar.

1974’de ise, her nedense Ülkücüler darağacına çekilir, işkencelerde ciğerleri dahi parça parça edilirken bir gün bile nezaret görmeyen, ifade dahi vermeyen Bahçeli ve ekibinin eğitim ve de örgütlenmesine başlandı.

1982 yılında Rahmetli Türkeş ve Erbakan'ın yıllar boyu vurguladıkları Arz-ı Mev-ud'un detay planları, “Tanrıya değil Tarihe Tapan Ulus” olarak bilinen, İsrail tarafından hazırlandı, paralı bodyguardları ABD gücü ve sinsi İngiliz oyunlarıyla yürürlüğe kondu.

Bu planın en temel taşlarından biri, İkiz Yasalardı.

2001 yılında koalisyon döneminde gündeme geldi, Bahçeli ve ekibi de imza verdi, seçimlerden sonra AK Parti-CHP  ortaklığı ve Bahçeli ekibinin desteğiyle yürürlüğe girdi.

O zamanlarda Rahmetli MHP Milletvekili Ali Güngör bunun vatana ihanet imzası olduğunu belirterek karşı çıkınca, Bahçeli ve ekibi tarafından MHP'den ihraç edildi.

Hani muhaliflerin Tüzük Kurultayı'nda iade-i itibarda bulunduğu Ali Güngör...

Bahçeli ve ekibinin koalisyon döneminde imza atıp Meclise sevk ettikleri, daha sonra AK Parti-CHP oyları ve Bahçeli desteğiyle yürürlüğe giren İkiz Yasaların içeriği şuydu.

1- Ulusların kendi kaderini tayin hakkı..

2- Türkiye'de yaşanacak bir karmaşada, uluslar arası güçlerin işgal hakkı..

(İngiliz ve ABD kuvvetlerinin 15 Temmuz öncesi vatandaşlarını koruma bahanesi ile işgal pususuna yatmalarının dayanağı, işte bu 2. maddedir. İngilizlerin AB'den asıl çıkma sebepleri ise, Türkiye işgali ardından elde edecekleri hasılatı diğer AB ülkeleri ile paylaşmak istememeleridir...)

Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra Türklük ve Türk Milleti bilinci törpülenmeye, sindirilmeye başlandı.

Ülkücüleri sokaktan çekiyoruz ayakları ve hiç ilgisi yok iken Ülkücüleri mafya ile bağdaştırarak, Türk Milliyetçiliği iğdiş edildi.

Çünkü bir Ülkeyi işgal edecekseniz, önce Milli benliğini ve kimliğini yok edeceksiniz.

1974 Gladio artığı yani ABD'nin NATO içerisindeki CİA güdümlü Gladio-B ekibi, Bahçeli liderliğinde Ülkücü Hareket içerisinde kontrolü ele geçirerek, Ülkücüleri iğdiş etmeyi başardı.

Türkiye'yi karıştırmak, parçalamak ve bu yolla ele geçirmek için önlerinde en büyük engel gördükleri Türk Milliyetçiliği bu yolla tasfiye edilirken, doğuda PKK çatısı altında, suni bir Millet inşa etme çalışmasına başladılar.

Elleri çok rahattı...

Çünkü 74 Gladio artığı Bahçeli ve ekibi, Ülkücüler Devlet kadrolarından temizlenir, evlatları koyun gibi okullarda boğazlanırken, süt dökmüş kedi gibi olanları sadece izliyorlardı.

Ergenekon-Balyoz diye ülkenin silahlı Kuvvetleri başta tüm Devlet kurumları yerle yeksan edilirken de, Bahçeli eliyle Ülkücüler eli kolu bağlı, tepkisizce yaşananları izlemeye zorlandı.

Diğer yandan FETÖ denen soysuzlar çetesi de Devlet olanakları ile semirdikçe semirdi, 17-25 Aralık derken, 15 Temmuz'a geldik...

Takke düştü kel göründü, arınma mevsimi başladı.

Fakat kendi Devletlerini-Milletlerini ağızda yalan, elde Kur'an soymaktan, yağmalamaktan çekinmeyen Küresel Taşeron FETÖ lakaplı Soysuzlar Çetesi, gerçek yüzünü ortaya koydu.

Fakat bu uzmanlıkları yağma ve ihanet, yaşam tarzları sapkınlık olan sadece vatan değil insanlık düşmanı olan beyinleri kodlanmış güruh o kadar sinsi örgütlenmişti ki, kazı kazı bitmesinin zaman alması kaçınılmaz.

Bu uzman hainler, şu anda MHP'nin de içindeler.

Amaçlarından vazgeçmeyecek olan küresel çete ve küresel taşeronu FETÖ'nün Türkiye ile ilgili planlarını uygulamak için ellerindeki en büyük kozlarından biri, hala MHP...

O kaleyi de kaybetmek istemiyorlar.

O nedenle Ülkücü Hareket içinde ihaneti görüp tavır koyan herkesi, bir şekilde yaftalıyorlar.

Son olarak, hayatını FETÖ-PKK başta olmak üzere ihanet çeteleriyle mücadeleye vermiş Ülkücü düşünürleri, Genel Merkez eliyle hazırladıkları 18 kişilik listeyle ihbar ederek, tasfiyeyi amaçlıyorlar.

Burada söz konusu olan Bahçeli ve şürekasının koltukları değil, ABD-FETÖ'nün çıkarları.

Şimdi size  2011 tarihli Aydınlık Gazetesi'nde çıkan ve internette de kolayca bulabileceğiniz, 'Fetullah Gülen'i Türkiye'ye MHP getirecek' başlıklı haberini aşağıda aynen  aktaracağım...

Haberin özü şu an MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bahçeli'nin en sadık adamlarından olan Celal Adan'ın, yüzlerce Ülkücü huzurunda, kahvaltılı toplantıda yaptığı açıklamalar.

Özetle şunu diyor Adan:

 “MHP’nin iktidarında muhterem Hoca Efendiyi Tükiye’ye getireceğiz ve havaalanında karşılayacağız.”

Bahçeli'ye soruyorlar, verdiği yanıt aynen şu; “Evet, Celal Adan doğru söylemiş.”

Haberin tamı tümü, nokta virgül ellenmeden aşağıda:

Bu haber ABD-FETÖ tarafından MHP'nin işgal altında olduğunun ve şu anda gerçek Ülkücülere karşı Genel Merkez tarafından başlatılan kıyımın altında yatan nedenleri açıkça ortaya koyuyor.

ABD-FETÖ ekibinin, MHP içerisindeki sultasının devam etmesi, Ülkücüleri Mankurt haline getirme çalışmalarının sürmesi.

Emin olun 15 Temmuz başarılı olsaydı bu Balgat Çetesi verdiği sözü tutar, o sapkın haini havaalanında karşılardı.

Çünkü sözleri FETÖ değil, asıl patronları kendilerini eğiten-donatan ve bu makamlara getiren ABD'ye vermişlerdi.

Valla 10 Temmuz'da kongre yapacağız, Bahçeli sözü diye her yere pankart astırıp sonra arazi olanlar, Tayyip Erdoğan'ı da satar, Ülkeyi de, Devleti de, Milleti de...

Bu yüzden bu ABD-FETÖ piyonu piskövit çocukları ile gerçek Ülkücülerin konuşacak bir şeyi kalmamıştır.

Bu İkiz Yasa piyonlarına karşı Türk Atasözleri artık gerçek Ülkücülerin tavrı olarak meydandadır...

1- Kurt geçirdiği kışı unutur da, yediği ayazı unutmaz

2- Gök girsin kızıl çıksın...

İŞTE O HABER…

İşte gerçek Hülya Avşar'a bile söz geçirmeyip kurt soylu bozkurtlara demediğini ve yapmadığını bırakmayan ABD-FETÖ destekli bu İkiz Yasa çocuklarının “Kurda Pusu” planlarını açık ve de net şekilde gözler önüne seren o haber:

“FETULLAH GÜLEN'İ TÜRKİYE'YE MHP GETİRECEK..”

MHP’de Celal Adan krizi çıktı. “Ergenekon ve Balyoz’da darbe heveslileri yargılandı” diyen Celal Adan’a sert tepki gösteren eski MHP Edirne İl Başkanı Mehmet Tolga Akalın, sosyal medya hesabında “Adan 2011 yılında bir toplantıda ‘Hocaefendiyi Türkiye’ye biz getireceğiz’ dedi” mesajını paylaştı.

“BİZ MUHTEREMLERİ TANIRIZ”

Aynı zamanda hukukçu olan ve Ergenekon ve Balyoz davalarında da avukatlık yapan Akalın, facebook adresinden MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan’a tepki gösterdi. Akalın, facebook sayfasında 18 Mart’ta şu mesajı yazdı: “Yıl 2011. İstanbul 2. Bölge Bayrampaşa ilçesinde seçim arifesi bir kahvaltı. Kasetlerin yarısı patlamış durumda. Celal Adan kahvaltıda konuşuyor... ‘Biri cumhurbaşkanı diğeri başbakan oldu. Muhterem hocaefendiyi memlekete getiremediler. MHP’nin iktidarında muhterem hocaefendiyi Tükiye’ye getireceğiz ve havaalanında karşılayacağız.’ Nokta ... Konuşmaya tanık mı? Çığır Doğu Zorlu kahvaltıdaki yüzlerce ülkücüden biri... MHP içerisindeki kripto cemaatçilerin bugünkü açıklamalarına hayret edenlere duyurulur. Biz muhteremleri tanırız.”

BAHÇELİ, ADAN’A DESTEK VERMİŞTİ

Celal Adan’ın açıklamaları, 18 Mart Çarşamba günü partisinin Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de sorulmuştu. Bahçeli, bu ifadelere katıldığını belirterek, “Evet, Celal Adan doğru söylemiş” diye yanıt vermişti. 

2007’DE GÜLEN’İN YANINA GİTTİ

Celal Adan, 2011 seçimlerinden kısa bir süre önce MHP’ye katılmıştı. Yıllarca “ülkücü kökenli” olarak DYP ve Mehmet Ağar’ın genel başkan olduğu Demokrat Parti’de yönetici olan Adan, 2007 yılında Ağar’ın talimatıyla ABD’de Fethullah Gülen ile görüşmüştü. Görüşme basına Erkan Mumcu’nun açıklamalarıyla yansımıştı. Hürriyet gazetesi yazarlarından Şükrü Küçükşahin 5 Ağustos 2007 tarihli haberinde, Mumcu ve Ağar arasındaki ittifak görüşmeleri yapılırken, Ağar’ın Mumcu’ya şu cümleyi söylediğini yazdı:

“...Aynı süreçte Celal Adan’ın da ABD’ye gittiği ortaya çıktı.

Geziden sonra 31 Mayıs’taki ilk buluşmada Ağar, Mumcu’ya ilginç bir soru yöneltti:

- Celal’i ABD’ye gönderdim. Ya gurup toplantında ne dedin ki Sayın Gülen, ‘Erkan Bey bizi çok incitti’ demiş. Çok kırgın.

- Cemaatlerin ekonomik yapılarını eleştirdim.”

(KAYNAK-AYDINLIK)