• YIKILMAYAN KALE...

    20:27:17 | 2012-09-20
         

    Radyoda kaleli bir türkü var: “Kale kaleye bakar/ Kaleden kanlar akar/ Delikanlı dururken/ İhtiyara kim bakar?” diyor bir solist.

    Acı bir gülüşle şöyle diyorum:

    “Artık devir değişti. Paran çoksa yaşına başına bakan olmuyor. Paran yoksa, istediğin kadar yakışıklı ol, yüzüne bile bakmıyor kızlar kadınlar.”

    Öyleyse bu türküyü şu biçimde değiştirmek gerek:

    “Paralılar dururken/ Züğürtleri kim takar!”

    İşte kaleli bir türkü daha:

    “Kalenin ardı bayır

    Gülü dikenden ayır

    Yâr Allahın seversen

    Beni herkesten ayır”

    Bu türkünün sözlerini günümüze uyguluyorum:

    “Kalenin ardı çayır

    İyiyi kötüden ayır

    İnsanlığı kaybettim

    Arıyorum dağ bayır”

    Ünlü olmak isteyen güzellere şunları söylemekten kendimi alamıyorum:

    “Dikkati çekmek için

    Hemen mayonu sıyır!”

    Politik bir taşlama yaparak son iki dizeyi değiştiriyorum:

    “Politikacının hası(!)

    Vatandaşa defol git, der

    Amerika’ya geç buyur!”

    Başka bir kaleli türküye geçiyorum.

    “Kaleden indir beni/ Gemiye bindir beni/ El üstünde tutalım/ Seveni sevileni”diyorum ama sözümü tutan olur mu bilmiyorum...

    “Kalenin bedenleri       

    Sevin gül dikenleri

    Sevmeyenlere batar

    Gülümün dikenleri”

    “Kaleden kaleye şahin uçurdum/ Ah ile vah ile ömrüm geçirdim”diye dövünmek istemiyorsak, gönüllere gül dikenleri destekleyelim, sanatı bilimi dışlamayalım, sevginin ve dostluğun sesine kulak verelim.

    İşte o zaman kalemiz top atsan yıkılmaz!