Tariş Pamuk Birliği’nde patlak veren iflas etmiş bir firmaya verilen 57 milyon liralık avans skandalının üzeri bir nevi alkollü yemek masalarında örtülmeye çalışılıyor.
Daha önce de Başkanlığını yaptığı Turgutlu Ticaret Odası'na 8 milyon lira yemek faturası ödettiği iddiası gündeme gelen Faruk Aydın'ın Tariş Pamuk Birliği kesesinden kuruma ne kadar yemek faturası ödettiği ise sır gibi saklanıyor. Elbette alkollü masalarda başkan ve delegelere verilen yemeklerin parasını Faruk Aydın cebinden ödemiyor.
** *
Bu gelişmeler üzerine Söke TARİŞ Başkanı İsmail Özer’in kamuoyuna yaptığı açıklamalar pamuk üretici çiftçiler arasında büyük yankı buluyor. Açıklamaları ile pamuk balyası değil Tariş’teki skandal balyalarını açıp ortaya saçıyor. Başkan Özer, “zimmet ve yolsuzluk” vurgularını yaparken alkollü yemek masalarına da değinmeden geçemiyor.
Faruk Aydın, yıllardır TARİŞ Pamuk Birliği’nin başında.
“Hülleli seçim” ile ortaya çıkan fırıldakları “küspe yolsuzluğu skandalı” ile savrulan,
Turgutluspor’daki hileli kongre ile devam eden ve Turgutlu Ticaret Odası’nın kamu kesesinden 10 yılda 8 milyon lira yemek parası ödeyen Faruk Aydın temsil ettiği kurumun parasını aklına estiği gibi dağıtıyor.
Son olarak iflas eden özel bir firmaya verdiği 57 milyoncuk avanstan ses seda yok.
Bu avans para nerede, kimlerin cebinde kamuoyuna yapılan herhangi bir açıklaması yok.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma konusu yapılan iddialar öyle az buz da değil; 57 milyon liralık “pamuk gibi” bir avans ortada. Kimlerin aldığı, kimlerin yediği, kimin zil zurna sarhoş olup ortalığı dağıtana kadar içtiği de belli ama Faruk Aydın’a göre sıkıntı yok. Olan üreticinin alnındaki terine olmuş kimin umurunda?
* * *
Gelinen noktada Söke’de yeni kurulan bir firmaya Faruk Aydın’ın ulufe gibi dağıttığı avanslarla ilgili iddialar çürütülmediği gibi üstüne şeffaflık yerine rakı kadehleri konulmuş, Cengiz Kurtoğlu’nun “Kadehlerde mutluluk aradım günlerce. Tek dostum meyler oldu sensiz gecelerde” şarkısı eşliğinde kafalar karıştırılmaya çalışılıyor. (Not: Faruk Aydın’ın kadehlerde mutluluk arama seromonilerinin geçmişte başına ne işler açtığına şimdilik değinmiyoruz.)
Faruk Aydın kendince haklı da olabilir!
Ne de olsa rakı masası memleketin en derin mevzularının analiz yeri.
Orada savcı da olunur, hakim de olunur.
Gerçek şu ki başında bulunduğu kurumun kendi kooperatiflerine değil de yeni kurulan iflas etmiş bir firmaya sağladığı haksız avanslar, üreticinin cebinde infilak etmeye hazır bir sessizlik bombasına dönüşmüş durumda.
Faruk Bey’in şeffaflığı da enteresan.
Böyle enterasanlığa da şapka çıkartılır!
Yani işin özünde şeffaflık var ama bu şeffaflık kooperatif başkanlarının gazını almak için kurulan çilingir sofralarındaki cam bardakta bulunuyor.
Faruk Aydın kurduğu çilingir sofrasına Söke Tariş Başkanı İsmail Özer’i nedense davet etmiyor.
Bunun üzerine İsmail Özer hodri meydan çekiyor.
Madem ki bu kadar cesursun,
İsmail Özer’in hodri meydan restine karşılık neden masaya oturmuyorsun?
“Tüm masraflar benden” demişken kendine yakışanı niye yapmıyorsun?
Yoksa konuşacak sözünüz mü yok? Bunu da bilelim artık.
Bir önceki kamuoyu açıklamasında belge de yayınladı.
Neden susuyorsun?
Ağzını niye bıçak açmıyor da halen daha TARİŞ Pamuk Birliği’nin kesesinden birilerinin ağzını kapatmak için rakı masalarının faturalarına imza atıyorsun?
İsmail Özer’in çağrısına "dut yemiş bülbül" gibi sessiz kalan Faruk Aydın’ın, kooperatif başkanlarını "alkollü ikna masaları" ile avutma çabaları aslında trajikomik bir durum.
Manzara şu;
Kadehleri şerefe kaldıran, alkolü aldıktan sonra yeşillenen kooperatif başkanları sanki Tariş’te “zimmet ve yolsuzluk” olayı yaşanmamış, savcılık soruşturma başlatmamış gibi emme basma tulumba misali Faruk Aydın’ı tasdik etmeleri hiç iç açıcı bir durum değil.
Kendini kurtarma derdine düşen bazı başkanlar şunu iyi bilsin ki;
Bir gün MASAK kayıtları açıklanırsa o tulumbanın suyunun moleküllerine kadar tüm şeffaflığıyla açığa çıkarılan yolsuzluk çarkında öyle bir boğulup gidersiniz ki sizi el pençe divan durduğunuz ağabeyleriniz de sizi kurtaramaz.
Haliniz, “Yandı gülüm keten helva olur.”
Son söz:
Bu memlekette her şey unutulur, ama üretici unutmaz.
Çünkü o sabah erken kalkar, toprağa hesap verir.
Siz de hesap vermelisiniz ve vereceksiniz de...